17 Ekim 2012 Çarşamba




     Sevgili, 
   
     Hani ben tarifsiz bir inatla bekliyorum ya seni, sen bunu hiç bilmeyeceksin...Sen vazgeçti bil beni. Selametin için, ruh sağlığın için böylesi daha iyi.
     Olur da bir gün hayat izin verir de görüşürsek kahkahalar atacağız yine her zaman olduğu gibi. Sen yine en çok benimle güleceksin ben de seninle. Şarkıda olduğu gibi ayağımda terliklerim yüzümde senin en sevdiğin maskemle gelirim sana. Dedikodu yapar birbirimizin göbeğiyle kaşıyla gözüyle alay ederiz. Gülmekten karnımıza ağrılar girer belki. Belki sen benim en sevdiğim şarkıyı söylersin bana, ben de çok tiz bulur eşlik edemem yine. Film izler çekirdek çitleriz ya da kimsenin gitmediği filmlere gider koskoca salonda baş başa kalırız sonra sıkılır çıkarız.

     Sen beni yarasız beresiz gör diye senin içimde açtığın o kocaman kırıkları saklarım. Vicdan azabı  çekme diye yalandan mutlu hikayeler uydurur anlatırım sana. Güçlü gör de üzülme, acıma bana diye. Halbu ki güçlü olmak istemiyorum ben, ben sadece seni istiyorum.
    
    Ah be sevdiğim, sığmıyorsun kalbime, yetmiyor, dar geliyor sana. İstemem darda kalmanı. 
   
    Ama ne çok isterdim seni bir Orhan Gencebay şarkısının nakaratına gömüp çekip gidebilmeyi...
        
"Dilerim her arzun gerçek olsun
Hayat bu şansın hep açık olsun
Hatıralar, hasret benim
Ömrüm senin, senin olsun..."

Beklemek

     

         Sevgili,
     
        Sen olmadıkça, gelmedikçe tüm gecelerim ölene kadar böyle geçecek. İnan içimde kalan hiçbir şey yok. Huzurla, ölene dek seni bekleyip ölebilirim.
     
        Sen hiç gelmesen de, hatta bulunduğun yerden, bulunduğum yerden daha da ötelere gitsen de ben yine beklerim seni. En sevdiğin tatlının-hani benim bir türlü ezberden yapamadığım- tarifinin yazılı olduğu kağıt dolabın üzerinde sararsa yani o zaman bile gerekse beklerim.

        Ben beklerim yine kimselerin düşlerine girmeden, kimseleri düşlerime almadan saatlerce, aylarca, yıllarca beklerim. Sen vazgeç dedikçe daha da inatla, inançla beklerim. Her zaman beklediğimden daha çok beklerim. Kapı çaldığında çalanın hiçbir zaman sen olmayacağını bilsem de beklerim.

       Öylece oturur hafızamdaki yüzüne gülümsemeler kondurup umutla beklerim...
   
       Sitem etmeden, şikayet etmeden, hayıflanmadan beklerim...

       Gelmemene sonsuz saygı duyarak beklerim yine...



4 Mart 2012 Pazar

...

       Kendini değersiz hissetmene o kadar çok sebep olmuştur ki bir zaman sonra yaptığı hiç bir güzelliği  kendinden bilmezsin. 
      Söylediği hiç bir şarkıyı, yazdığı hiç bir şiiri ve hatta dalıp gittiği gözlerini bile kendinden bilmezsin...

8 Şubat 2012 Çarşamba

Bugün Ölsem...


      Çok da hayıflanmazdım sanırım, hatta ölüm şeklimden bile şikayet etmezdim. Sadece ailem ve beni seven arkadaşlarım için bi süre için acı çekerlerdi. Tamam annem ve babamın içinden hiç çıkmayacak saplı bir bıçak gibi dururdu yokluğum ama alışırlardı. Bende ise sıkıntı yok nasılsa öldükten sonra özlem nasıl birşeydir hatırlamıyor olacağım. Sonra annsiz büyüyecek bir çocuğum yok henüz, başladığım hiçbir şey olmadığı için sonunu merak ettiğim herhangi bir şey de yok. Yüz yılda yaşasam gerçekleşmeyecek abuk subuk hayallerim var sadece. Hani yaşasam yüz yıl yine gerçekleşmez, sıkılırım lan yüz yıl bir hayalin peşinde koşulur mu. Benim sabırsız ruhuma aykırı bir kere.

      Acaba ölüm anında kimler o film şeridinde yer alırdı...Kimlere söylenmemiş sözlerim var ki...Tarıyorum ve söylenmemiş söz ya da pişmanlık tespit edilemiyor hafızada. Demek ki alacak verecek kalmamış.Bu iyi.

     Yine de baharın geldiğini, badem ağaçlarının beyaza büründüğünü görmemek üzerdi. Of bir de bu havada ölünür mü ya. İnsanın evden çıkası gelmiyor cemaat biraz isteksiz katılacak cenazeme bu durumda. Hatta belki soğuk diye abdestsiz bile gelirler. Acaba hangi vakit namazına mütaakiben kılarlardı cenaze namazımı...Benim tercihim yatsı mesela, ne o öyle gündüz vakti insan mı gömülürmüş, çok sevimsiz.  Bir de şu pamuk olayı çok can sıkıcı.
  
    Sonsöz: Vasiyetimdir arkamdan sevdiğim şarkılar çalınsın. İmam itiraz eder ve siz de onu dinlerseniz öbür tarafta iki elim yakanızdadır. Parça listesini uygun bir zamanda yazıcam.