tag:blogger.com,1999:blog-4151565165007216052024-03-13T12:35:49.046-07:00Aklımın Gelgitlerifirehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.comBlogger17125tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-27443483530493429742012-10-17T16:17:00.003-07:002012-10-17T16:17:19.011-07:00<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/CYIs0xIga6I?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
<br />
<span style="font-size: large;"> Sevgili, </span><br />
<span style="font-size: large;"> </span><br />
<span style="font-size: large;"> Hani ben tarifsiz bir inatla bekliyorum ya seni, sen bunu hiç bilmeyeceksin...Sen vazgeçti bil beni. Selametin için, ruh sağlığın için böylesi daha iyi.</span><br />
<span style="font-size: large;"> Olur da bir gün hayat izin verir de görüşürsek kahkahalar atacağız yine her zaman olduğu gibi. Sen yine en çok benimle güleceksin ben de seninle. Şarkıda olduğu gibi ayağımda terliklerim yüzümde senin en sevdiğin maskemle gelirim sana. Dedikodu yapar birbirimizin göbeğiyle kaşıyla gözüyle alay ederiz. Gülmekten karnımıza ağrılar girer belki. Belki sen benim en sevdiğim şarkıyı söylersin bana, ben de çok tiz bulur eşlik edemem yine. Film izler çekirdek çitleriz ya da kimsenin gitmediği filmlere gider koskoca salonda baş başa kalırız sonra sıkılır çıkarız.</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;"> Sen beni yarasız beresiz gör diye senin içimde açtığın o kocaman kırıkları saklarım. Vicdan azabı çekme diye yalandan mutlu hikayeler uydurur anlatırım sana. Güçlü gör de üzülme, acıma bana diye. Halbu ki güçlü olmak istemiyorum ben, ben sadece seni istiyorum.</span><br />
<span style="font-size: large;"> </span><br />
<span style="font-size: large;"> Ah be sevdiğim, sığmıyorsun kalbime, yetmiyor, dar geliyor sana. İstemem darda kalmanı. </span><br />
<span style="font-size: large;"> </span><br />
<span style="font-size: large;"> Ama ne çok isterdim seni bir Orhan Gencebay şarkısının nakaratına gömüp çekip gidebilmeyi...</span><br />
<span style="font-size: large;"> </span><br />
<span style="font-size: large;"><i>"Dilerim her arzun gerçek olsun</i></span><br />
<span style="font-size: large;"><i>Hayat bu şansın hep açık olsun</i></span><br />
<span style="font-size: large;"><i>Hatıralar, hasret benim</i></span><br />
<span style="font-size: large;"><i>Ömrüm senin, senin olsun..."</i></span><br />
firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-4241027328583525152012-10-17T14:59:00.002-07:002012-10-17T14:59:43.126-07:00Beklemek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-U-4ttKqY2Dg/UH8pOxbkzYI/AAAAAAAAADI/fi2z7YQouIE/s1600/1634092-beklemek.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-U-4ttKqY2Dg/UH8pOxbkzYI/AAAAAAAAADI/fi2z7YQouIE/s1600/1634092-beklemek.jpg" /></a></div>
<br />
<br />
Sevgili,<br />
<br />
Sen olmadıkça, gelmedikçe tüm gecelerim ölene kadar böyle geçecek. İnan içimde kalan hiçbir şey yok. Huzurla, ölene dek seni bekleyip ölebilirim.<br />
<br />
Sen hiç gelmesen de, hatta bulunduğun yerden, bulunduğum yerden daha da ötelere gitsen de ben yine beklerim seni. En sevdiğin tatlının-hani benim bir türlü ezberden yapamadığım- tarifinin yazılı olduğu kağıt dolabın üzerinde sararsa yani o zaman bile gerekse beklerim.<br />
<br />
Ben beklerim yine kimselerin düşlerine girmeden, kimseleri düşlerime almadan saatlerce, aylarca, yıllarca beklerim. Sen vazgeç dedikçe daha da inatla, inançla beklerim. Her zaman beklediğimden daha çok beklerim. Kapı çaldığında çalanın hiçbir zaman sen olmayacağını bilsem de beklerim.<br />
<br />
Öylece oturur hafızamdaki yüzüne gülümsemeler kondurup umutla beklerim...<br />
<br />
Sitem etmeden, şikayet etmeden, hayıflanmadan beklerim...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
Gelmemene sonsuz saygı duyarak beklerim yine...<br />
<br />
<br />
<br />firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-59342272291234935382012-03-04T08:13:00.000-08:002012-03-04T08:13:17.859-08:00... <span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> Kendini değersiz hissetmene o kadar çok sebep olmuştur ki bir zaman sonra yaptığı hiç bir güzelliği kendinden bilmezsin. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> Söylediği hiç bir şarkıyı, yazdığı hiç bir şiiri ve hatta dalıp gittiği gözlerini bile kendinden bilmezsin...</span>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-10614992292245521482012-02-08T07:25:00.000-08:002012-02-08T07:25:13.323-08:00Bugün Ölsem...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-b7T5ddzqCSk/TzKMtlqbb8I/AAAAAAAAADA/tGHCnMt8Y6Q/s1600/Cenaze-Yikama-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><img border="0" height="253" src="http://4.bp.blogspot.com/-b7T5ddzqCSk/TzKMtlqbb8I/AAAAAAAAADA/tGHCnMt8Y6Q/s320/Cenaze-Yikama-1.jpg" width="320" /></span></a></div><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> Çok da hayıflanmazdım sanırım, hatta ölüm şeklimden bile şikayet etmezdim. Sadece ailem ve beni seven arkadaşlarım için bi süre için acı çekerlerdi. Tamam annem ve babamın içinden hiç çıkmayacak saplı bir bıçak gibi dururdu yokluğum ama alışırlardı. Bende ise sıkıntı yok nasılsa öldükten sonra özlem nasıl birşeydir hatırlamıyor olacağım. Sonra annsiz büyüyecek bir çocuğum yok henüz, başladığım hiçbir şey olmadığı için sonunu merak ettiğim herhangi bir şey de yok. Yüz yılda yaşasam gerçekleşmeyecek abuk subuk hayallerim var sadece. Hani yaşasam yüz yıl yine gerçekleşmez, sıkılırım lan yüz yıl bir hayalin peşinde koşulur mu. Benim sabırsız ruhuma aykırı bir kere. </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> Acaba ölüm anında kimler o film şeridinde yer alırdı...Kimlere söylenmemiş sözlerim var ki...Tarıyorum ve söylenmemiş söz ya da pişmanlık tespit edilemiyor hafızada. Demek ki alacak verecek kalmamış.Bu iyi.</span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> Yine de baharın geldiğini, badem ağaçlarının beyaza büründüğünü görmemek üzerdi. Of bir de bu havada ölünür mü ya. İnsanın evden çıkası gelmiyor cemaat biraz isteksiz katılacak cenazeme bu durumda. Hatta belki soğuk diye abdestsiz bile gelirler. Acaba hangi vakit namazına mütaakiben kılarlardı cenaze namazımı...Benim tercihim yatsı mesela, ne o öyle gündüz vakti insan mı gömülürmüş, çok sevimsiz. Bir de şu pamuk olayı çok can sıkıcı. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> Sonsöz: Vasiyetimdir arkamdan sevdiğim şarkılar çalınsın. İmam itiraz eder ve siz de onu dinlerseniz öbür tarafta iki elim yakanızdadır. Parça listesini uygun bir zamanda yazıcam.</span>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-18499828447399396512011-10-23T15:35:00.000-07:002011-10-23T15:35:06.297-07:00Sonsuz bir sessizlik...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-d_-GkZdlbOo/TqSVPp_iU7I/AAAAAAAAAB4/tXQL5TlpRj8/s1600/hh.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="202" src="http://1.bp.blogspot.com/-d_-GkZdlbOo/TqSVPp_iU7I/AAAAAAAAAB4/tXQL5TlpRj8/s320/hh.jpg" width="320" /></a></div><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> Aylardan Ekim ve iklimlerden Akdeniz olmasına rağmen çok soğuktu gece. Titremeye yetecek kadar soğuktu hem de. Saat sabaha karşı üç veya dört olmalıydı. Ne kadının ne de adamın üzerinde onları soğuktan korumaya yetecek kadar kalın giysiler yoktu. Adam içinden montunu almış olmayı diledi. Kadına verirdi, o üşümezdi hiç olmazsa. Kızdı kendine. Kadınsa soğuğu hissettiği için minnettardı çünkü bu his ona yaşadığını ve gerçekliği hissettiriyordu. Sessizce yürümeye devam ettiler. Sokakta kendileri dışında sadece sokak köpekleri ve çöplerin etrafındaki kediler vardı. Her zaman sabaha kadar açık olan market bile o gece kapalıydı sanki yan yana aynı yöne yürüdüklerine tanıklık etmek istemezmiş gibi. Sokak lambalarının loş ışığındaki yürüyüşleri sona ermişti, adamın evinin kapısındaydılar. Adam kapıyı açtı girdi, kadın da arkasından devam etti. Adam bir an utandı önce girdiği kadına yol vermediği için ama dağınıklık varsa toplamak istiyordu ve kendini yine haklı çıkarmıştı. Kadınsa hiç önemsemedi bu ayrıntıyı ne önemi vardı ki. Hiç konuşmadılar. Kadın ayakkabısını çıkardı, girdi koltuğun üzerine çantasını bıraktı, mutfağa doğru yöneldi. Soğuğa rağmen içi yanmıştı, bir şişe suyu bir dikişte içebilecek kadar susuz hissetti kendini. Mutfağında her bir eşyanın yerini bilen bir kadının rahatlığıyla dolabı açtı bir bardak aldı su doldurup içti. Gözü tezgahın dağınıklığına ilişti, toplamak istedi sonra hemen vazgeçti. o mutfak kendisinin alanı değildi ve muhtemelen de hiç olmayacaktı.</span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> Adam o sırada üzerini değişiyordu. Hayatındaki iki kadından hangisinin üzülmesi gereken olduğuna çoktan karar vermişti. Aslında iki kadın da onun için önemliydi ikisini de seviyordu. Birbirlerinden çok farklıydılar hatta zıt karakterlerdi. Belki de bu yüzden her ikisinin de hayatında oluşu onu mutlu etmekteydi. Ama vicdan azabına son vermeliydi.</span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> Kadın odaya geldiğinde adam yataktaydı. Kadın uzandı yanına, sarıldı adama; adam da ona sarıldı. Hiçbir şey konuşmadılar. Adam, kadının alnından öptü suskunluğunu bozacaktı, gırtlağını temizledi ve şöyle dedi:</span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> </span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> -Benden kurtulmak zorundasın biliyorsun değil mi?</span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> </span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Kadın:</span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> -Evet. Biliyorum. </span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> diyebildi. Derin bir nefes alıp devam etti:</span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> -Bu şehirden gittiğimde senden kurtulmuş olacağım zaten. Gitmeme de çok az kaldı.</span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Hiçbir şey söylemedi adam. O gece sonu gelmeyecek bir sessizlik gelip uzandı adamla kadının ortasına. </span></i><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><i><br />
</i></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><i><a href="http://www.youtube.com/watch?v=4TGxVSVlpMc">http://www.youtube.com/watch?v=4TGxVSVlpMc</a></i></span>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-54855141216750554032011-09-07T10:42:00.000-07:002011-09-07T10:42:35.737-07:00<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-KxtAtzfhTx0/Tmeq4Ur07yI/AAAAAAAAAB0/ooKthMavEog/s1600/b-15593-yaln%25C4%25B1zl%25C4%25B1k.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="223" src="http://3.bp.blogspot.com/-KxtAtzfhTx0/Tmeq4Ur07yI/AAAAAAAAAB0/ooKthMavEog/s320/b-15593-yaln%25C4%25B1zl%25C4%25B1k.jpg" width="320" /></a></div><br />
<div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Öpme beni öpmelerini sevdiğim</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Çatlaktır dudaklarım </span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Doğduğum iklimin karasallığından mı</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Toprağının yemiş vermezliğinden mi</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Yoksa hasretten mi</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Bilinmez </span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Dokunma bana ellerini sevdiğim</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Hoyrat büyüdüm ben</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Zarif beyaz eller değil alışık olduğum</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Sert rüzgarların yüzüme çarpmasına </span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Yolarcasına saçlarımı savurmasına alışığım</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Bakma bana gözlerini sevdiğim</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Kaybolur giderim siyahlığında</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Kimseler bulamaz</span></i></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Cesedimi…</span></i></div><div class="MsoNormal"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br />
</span></i></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/2WfQrYzUFBk?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div><div class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><i><br />
</i></span></div>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-74161561270798391992011-09-03T22:30:00.000-07:002011-09-03T22:30:59.327-07:00Gitmek İstersin<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-Ky4XjnC7uJg/TmMMZcTcJiI/AAAAAAAAABs/Ld8AP0aNjfw/s1600/sss.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><b><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-Ky4XjnC7uJg/TmMMZcTcJiI/AAAAAAAAABs/Ld8AP0aNjfw/s1600/sss.jpg" /></b></span></a></div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><b> </b></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><b> <i>Bir şehri terk etmek sadece o şehri terk etmek değildir aslında. Alıştığın her şeyi terk etmek, acımasızca sevdiğin insanlara daha çok da kendine sırt çevirmektir. Oturur yüzlerine bakarsın sevdiklerinin, her ayrıntıyı ezberlemek istersin. Yüzlerinde sen yanlarında yokken yaşayacakları acıları, hüzünleri, mutlulukları görmeye çalışırsın. Göremezsin. Artık hiç bir eylül hüznünü de mayıs sevincini de beraber karşılayamacağını bilirsin.Yine de gitmek istersin. </i></b></span><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><b> Bilirsin gittiğin zaman nelerin değişeceğini; huzur bulduğun yüzler ve bakışlar, her gün ekmek aldığın bakkal, ezbere yürüdüğün baharda hanımeli ve yasemin kokan sokaklar, çay içtiğin balkonun, pencerene gelen kırlangıçlar, hep geç gelmesinden ya da vaktinden önce gelmesinden yakındığın belediye otobüsleri, en mutlu anlarına tanık olan duvarlar, gecelerce gözyaşlarını saklayan yastığın... Bilirsin, yine de gitmek istersin. </b></span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><b> Çok istersin gitmeyi ama bir türlü gidemezsin.</b></span></i>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-2978300587025387102011-05-27T15:17:00.000-07:002011-05-27T15:17:41.614-07:00GİTMEK<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> Gitmekle başlar her şey, gitmekle bittiği gibi...</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-NaUUYsIqoAs/TeAiu-Jg9PI/AAAAAAAAABo/TIUSpwd648U/s1600/kk.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://1.bp.blogspot.com/-NaUUYsIqoAs/TeAiu-Jg9PI/AAAAAAAAABo/TIUSpwd648U/s320/kk.jpg" width="225" /></a></div><span class="Apple-style-span" style="font-size: large;"> </span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> </span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"> Yazacak yüzlerce şey üşüşürken beynine hiçbir şey yazamamak, öylece kağıdın beyazlığına bakakalmak gibidir gitmek...</span>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-51473218507301579132010-12-12T21:21:00.000-08:002010-12-12T21:44:46.264-08:00Eski Kelimesini Başına Koyamadığım Sevgili<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_M1ZsL3zXvLE/TQWsBgBwfuI/AAAAAAAAABc/u4CMsbGKNQ0/s1600/untitled.bmp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" n4="true" src="http://4.bp.blogspot.com/_M1ZsL3zXvLE/TQWsBgBwfuI/AAAAAAAAABc/u4CMsbGKNQ0/s320/untitled.bmp" width="240" /></a></div><em><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;"> Senin kadar kimse iz bırakamadı, şimdi ondan belki hala adının başına eski kelimesini koyamayışım. Güzelliklerin neredeyse hepsi senin hayatıma girdiğin gün geldi ve gittiğin gün seninle beraber çıkıp gittiler evimden. Ettiğim vedanın tamamı sana değildi, getirdiğin güzelliklereydi bir kısmı. O gün, veda günü dünya ile birlikte tüm hayallerim başıma yıkılmıştı. Ne büyük acıydı, şimdi yalnızca anımsamak bile içime inceden bir sızı bırakmaya yetiyor. Sonra aylarca ağlak ağlak dolandım(yanlış kullanmadım aylak demiyorum). Yürek acısını duymamak için yeni yeni acılar icat ettim kendime. Ama hiçbiri senden kalan acının eline su dökemedi. Aylar geçti, şimdi alışmış buldum kendimi sesini duymamaya, yüzünü görmemeye, ellerini tutmamaya, nefesini hissetmemeye, soğuk gecelerde kendimi ısıtabilmeye yani kısacası sensizliğe. Şimdi rahatlıkla söylüyorum; inan ben hayatımda hiç kimseyi senin kadar özlemedim, hiç kimseyi bu kadar sabırla beklemedim ve hiç kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim. Hiçbir insanın gülüşü seninki kadar mutlu etmedi ve hiç kimse canımı yakamadı senin kadar. İşte o canımdaki üçüncü derece yanıkların acısından bekleyişim geri gelir iyileştirirsin diye. Çünkü biliyorum senden başkası iyileştiremez yaralarımı. Bilmeni isterim ki ağır yaralarıma rağmen ne kızgın ne de kırgınım sana, affa tabi oldun çoktan. Biliyorum, benim de sende izlerim kaldı en derininden, sen de benim kadar dibe vurdun, benim kadar uğraştın hıçkırıklarını bastırmaya gece yarıları. Ben şimdi zorlanırken ikimizin konu olduğu bir yazıyı bitirmeye sen ilişkimizi bitirmiştin aylardan Ocak'tı günlerden Cumartesi.</span></em>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-48415247698219664862010-12-06T17:15:00.000-08:002010-12-06T17:15:26.167-08:00Aşkın Yara İzleri Hayatınıza kısa süreliğine de uğrasa biri mutlaka derin izler bırakır kendinden. Alışkanlıklar bırakır bazen gönüllü bazen gönülsüz. Buna karşı koymak gibi bir lüksünüz de yoktur aslında. <br />
<br />
O gittiğinde özlersiniz en basit yaşanmışlıkları. Ellerinin sıcaklığını, uykuya dalarken onu izlemeyi, omzuna yaslanmayı, saçlarıyla oynamayı, birlikte kahkahalar atmayı, gelişini beklemeyi ve bazen de gözlerinde kaybolmayı özlersiniz. <br />
İlk zamanlar baş etmesi zordur ama yalnız değilsinizdir. Diğer bütün aşk hikayeleri gibi sizin aşk hikayeniz de mutlu sonla bitmemiştir. Sizin yaşadıklarınızı yaşamakta olan milyonlarca insan vardır, bilirsiniz ve bu hiç tanımadığınız, özlemekten muzdarip insanların acıları ancak yüksek dozda kullanıldığında etkisini gösteren bir ağrı kesici olur çıkar sizin için. <br />
<br />
Sonra "zaman" çıkar sahneye. Nasıl varlığına alışmışsanız aynı yöntemlerle yokluğuna alıştırır zaman sizi. Önce seyrekleşir sancılar, kaybolmaya yakın nükseder sızlar için için, sonrasında hepten kaybolur gider. ,<br />
<br />
Ne var ki en küçük yaraların bile izleri kalır mutlaka. Ve ne kadar çok yara iziniz varsa o kadar büyümüşsünüz demektir.firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-54912377073670303102010-12-02T04:33:00.000-08:002010-12-02T04:33:51.219-08:00Birbirimizi Büyüteceğiz Sen ve ben, ikimiz tutunacağız bu hayata, tutunup en sağlam yerinden direneceğiz.<br />
<br />
Vazgeçmek yok, herkese ve herşeye inat sen beni, ben de seni yaşatacağız.<br />
<br />
Belki reddedileceğiz, kusurlarımız birer birer yüzümüze haykırılacak belki. Ama ezilmeden, ezmeden ve umursamadan kimseyi onurumuzla güzel günlere yürüyeceğiz.<br />
<br />
Düşler kuracağız ve düşmeden düşlediklerimize varacağız.<br />
<br />
Sen benim yaşanmamış çocukluğum olacaksın bense senin eksin bırakılan herşeyin.<br />
<br />
Sen benim üzerimde kalan lekeleri temizleyeceksin ben de senin doğuştan olan yaralarını iyileştireceğim.<br />
<br />
Herşeyden çok da birbirimizi büyüteceğiz.firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-718173491331255092010-11-21T13:13:00.000-08:002010-11-21T13:13:16.224-08:00"Ben Güzel miyim?" Sorunsalı<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;">Son zamanlarda illet olduğum bir soru var. "Ben güzel miyim/yakışıklı mıyım?" Kardeşim kimse sormasın bana bu soruyu. Zorlanıyorum yalan söylerken. Elimde değil, çok çalışmama rağmen iyi bir oyuncu olamadım hala.</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;">"Yakışıklı da değilim, bu kızlar ne buluyor bende anlamıyorum" diyen erkek bağıra bağıra, yalvaran gözlerle "Ne olur bana yakışıklı de" diyor aslında. "Canım benim, gel kucağıma herkes yakışıklı olmak zorunda değil ki, sende de şeytan tüyü var oan şükretmeyi öğren" diyesim geliyor. Ya da ne bileyim "karizmaksin, sempatiksin, sevimlisin, zekisin, ahlaklısın, çeviksin" gibi alternatifler de gelmiyor değil aklıma. Erkeklere üzülmüyorum da söz konusu kadınlar olduğunda durum daha hüzünlü oluyor. Güzelsin diye yalan söylemekle güzel bulmuyorum deyip ruhlarında tedavisi zor yaralar açmak arasında ciddi bir paradoks yaşıyorum. Duymazlıktan gelmek de bir seçenek olabiliyor zaman zaman. Lakin bazı ablalarım o kadar ısrarcı ki dayanamayıp yalana sığınıyorum ruhlarını iyi etmek için. Kalıbımı basarım yemiyorlardır. O yüzden gözünüzü seveyim sormayın bana o lanetli soruyu.</div>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-3903587099432858842010-11-20T16:21:00.000-08:002010-11-20T16:21:10.853-08:00İnsafsız Adam: Babam<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;">Baba, sana baba demek bile zor geliyor bugün bana. Sen nasıl benim babam olursun, bu nasıl bir kabus, nasıl bir travma. Sen var ya filmlerdeki kötü baba karakterlerinden bile daha betersin. Hatta<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Osman ve Mete (bknz:Öyle Bir Geçer Zaman Ki) bizim yanımızda kral kalır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Topu topu iki tanecik çocuğun var, nur topları yanlarında sönük kalır. Kardeşim de ben de kendi çapımızda -çok kurcalamazsan- hayırlı bile sayılabiliriz. Mesela sana hiç yalan söylemedik. Tamam bazı gerçekleri anlatmamış olabiliriz ama hep sen demez misim “her doğru her yerde söylenmez”, “laf taşıyacağına taş taşı”, “söz gümüşse sükut altındır”, “bilmiyorsan sus adam sansınlar”… Sigara içtiğimi on senedir gizliyor da olabilirim . Ama bu da sizi üzmemek için zaten. Biliyorsun annem zararlı alışkanlıklar konusunda ortaçağdan günümüze fırlatılmış gibi. Maazallah öğrenirse içimdeki şeytanı çıkarmak için her an üfürükçüler eşliğinde gerçekleşecek bir ayin organizasyonu yapabilir. Konuya dönelim ben senin biricik bebeğin seni üzmemek için yuvandan uçmaya bile kalkışmıyorum ama senin yaptığına bak. Ne vardı sanki o şişenin tamamını bitirecek. İnsafsız adam insan evladını düşünür, ölür müydün sanki o rakıdan biraz bıraksaydın şişenin dibinde. </div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;"><br />
</div>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-49439169502677778752010-11-20T16:19:00.001-08:002010-11-20T16:19:44.535-08:00Boktan Ruh Hali<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;">Bugün yine ruh hali yeni yapılmış, üstünde dumanı tüten bok kıvamında. Bazen de bu durumun tanımı önüne geçen herkes tarafından sikilmişlik hali olarak da değişebiliyor. Gözaltları morarmıştır yıllardır uykusuz gibi, surat bembeyazdır, bakışlar boşalmıştır, saç baş darmadağınıktır. Zaman zaman olur bu hal bende, bilirim geçicidir ertesi güne bir şey kalmaz ama bu defa uzadı biraz. Her fırsatta hayatın amına koyan beni bu hale getiren ne? Çok iyi biliyorum bunun ne olduğunu, kendime kısık sesle söylüyorum da ama öyle kısık ki sesim duyamıyorum. Tamam, itiraf ediyorum anlamazlıktan geliyorum. Ne yapayım çok koydu, çok pis zoruma gitti. Egom yerle bir bile değil, yerin altına girdi. İntikam almak hiç bana göre olmamasına rağmen intikam peşine düştüm. Bu intikam alma hevesim iki üç güne geçmezse arkadaşa yapacam bir güzellik. Kesin elime yüzüme bulaştırırım ama deneyeceğim bakalım. Belki beceririm, buz etkisi yapar da şu sikilmiş sıpa modundan çıkıp normal bir insana dönüşürüm.</div>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-14125667191238109662010-11-20T10:03:00.000-08:002010-11-20T10:03:00.221-08:00Cennetim<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;">Evden ayrılalı iki ay olmasına rağmen dönüşte karşılaşılan manzara çarpıcı şekilde farklı. Ağustos sonunda yeşilin hâkim olduğu dağları şimdi güz mevsimi işgal etmiş. Sonbaharım tüm renklerini görmek mümkün; yeşilin, sarının kahvenin tonları birbirleriyle müthiş bir uyum içerisinde. Manzaranın güzelliği karşısında büyülenmek yerine hüzünleniyorum ben. Sonbaharlarda kaybettiklerim koca birer toz olup gözlerime doluşuyor. Sanki sonbahar burada dünyadaki herhangi bir yerden daha hüzünlü geçiyor. Aklıma gelmişken söylemeden geçemeyeceğim; diktiğim ceviz ağacı da epey büyümüş seneye verir sanırım ilk meyvesini. Bu mevsimin verdiği burukluğa rağmen burası benim dünya üzerindeki cennetim. Gelip görseniz hiçbir halt yok bildiğiniz dağ taş toprak. Şöyle baktığınızda görecekleriniz engebeli araziler dağlar tepeler yer yer tarlalar, yer yer meşe ormanı veya çam ormanı. Fakat dedim ya benim cennetim burası. Hayatımın en mutlu günleri burada geçti ve hala ben burada en mutluyum. Kendimi daha temiz günahsız hissettiğim başka bir yer daha yok. Yağmurunda ıslandıkça, toprağına ayaklarımı bastıkça, rüzgârına yüzümü çarptıkça çocukluğuma gidip arınıyorum.</div>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-36494335066213517972010-11-20T09:58:00.000-08:002010-11-20T09:58:36.354-08:00GÜL’tenim<span style="mso-spacerun: yes;"></span> <div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bugün en küçük halamın ölümünün üzerinden tam bir yıl on yedi gün geçmiş oldu. Eniştem mezarlığa ziyaretine gidiyordu, yanına aldığı toprağa gömülü gül ağacı dikkatimi çekti. Belli ki kaybettiği eşinin mezarına dikmek için almıştı onu. Acaba dedim kendi kendime ona hayattayken hiç gül ya da herhangi bir çiçek almış mıydı? Nedense hiç ihtimal vermedim. Zor bir hayatı olmuştu Gül’tenin. 51 yıllık yaşamının son aylarına kadar çalışmıştı her emekçi Anadolu kadını gibi ve hak edememişti adında doğduğundan beri taşıdığı Gül’den. Gerçi o isim de o doğmadan önce henüz altı yaşındayken kardeşleriyle oynarken yanarak ölen ablasından mirastı ona. Neyse sonunda Gül’tenim bir gülü hak etmişti hem de bir dal değil koca bir gül ağacını. Nasıl olmuştu bu? O amansız hastalık onu sevdiklerinden zorla kopardığından mı artık hakkıydı koca bir gül ağacı yoksa geç kalmış bir itiraf bir ilan-ı aşk mıydı? </div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Neden sevdiğimiz insanlara vefamızı, sevgimizi, aşkımızı, dostluğumuzu göstermekte bu denli geç kalıyoruz? Ben yarın ilk iş hatta şimdi sevdiğim herkese onları ne kadar sevdiğimi yazacağım. Siz de durmayın bir şeyler yapın. Hiç olmazsa benim yaptığım gibi sevdiğinizi söyleyin geç kalmadan. Yarın belki hiç olmayacak. Ya da belki yarın onlar olmayacak.</div>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-415156516500721605.post-14083400437411012542010-11-20T09:51:00.000-08:002010-11-20T10:05:13.494-08:00Aşkın İlk Hali<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;"></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;">Seni ilk görüşüm 1995 senesinin Ocak ayına rastlar. Hala belleğimde capcanlı duruyor. Simsiyah saçlarının savruluşu, ışıl ışıl siyah gözlerin, umarsız dimdik başın, herkesi kıskandıran dudakların, çenendeki benin, hepsi aklımda. Adını bile bilmiyordum. Çocuktum ve bir o kadar büyük bir aşık. Seni görmemeye tahammülüm yoktu. Her gün seni göreceğimi düşünerek büyük bir mutlulukla giderdim okula, belki de senin sayende daha da çok sevdim okulu. Karşılaştığımızda elim ayağım birbirine dolanır, dizlerim bağı çözülüverir, kalbimse sığmaz olurdu göğüs kafesime. Yıllar geçti böyle… Umut kırıntısı bile olmaksızın. Oysa inanıyordum<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yeterince çok sevdiğim ve sabırla beklediğim takdirde senin sevgimi karşılıksız bırakmayacağına. Çocuktum işte masallara inanan, ne bekliyordun ki. Bu yanılgıyla tam yedi yıl geçti. Üniversiteye başlamıştım, çocukluğu ve seni bir kenara bırakıp başkalarına aşık olmayı denedim oldum da. Yine de bırakmadım seni merak edip tanıdıklardan haberini almayı. Bir gün evlendiğini söylediler. Üzüldüm sadece, sadece üzüldüm, o kadarcıktı. Yıkmadı, hatta sarsmadı bile bu haber. Ee zamanı gelmişti artık deyiverdim. Birkaç yıl sonra da bebeğinle fotoğrafını gördüm. Kızın olmuştu. Gözlerindeki mutluluk beni bile mutlu etmeye yetecek kadar güçlüydü. Ben de üzerime düşeni yapıp mutlu oldum. Şimdi hiçbir şey hissetmiyorum sana desem yalancı olurum; aşk değil belki ama henüz isim buladığım başka bir şey bu. Sen hala kapanmayan yarasın içimde kimselerin görmediği ve kayıtlarda adın “ilk aşk” olarak geçiyor.</div>firehttp://www.blogger.com/profile/05764332383692606511noreply@blogger.com0